Turkish Vocabulary
Click on letter: GT-Google Translate; GD-Google Define; H-Collins; L-Longman; M-Macmillan; O-Oxford; © or C-Cambridge

GT GD C H L M O
a

GT GD C H L M O
all /ɔːl/ = ADJECTIVE: tüm, bütün, her, hep; NOUN: hepsi, herkes; ADVERB: hepsi, tamamen, hep; PRONOUN: hepsi, herkes, her şey; USER: tüm, bütün, her, All, tamamını, tamamını

GT GD C H L M O
and /ænd/ = CONJUNCTION: ve, ile, de; USER: ve, ile, ile

GT GD C H L M O
at /ət/ = PREPOSITION: -de, -da, -ye, -ya, -e, -a; NOUN: savaşçı, asker, eyt; USER: de, az, at, okuyun, azından, azından

GT GD C H L M O
bells /bel/ = NOUN: çınlama, çan sesi; USER: çan, çanları, bells, çanlar, zilleri

GT GD C H L M O
bobtail /ˈbäbˌtāl/ = NOUN: kısa kuyruk, kuyruğu kesik hayvan; USER: kısa kuyruk, kuyruğu kesik hayvan, kuyruğu kesik

GT GD C H L M O
bright /braɪt/ = ADJECTIVE: parlak, aydınlık, canlı, zeki, ışıltılı, berrak, neşeli, görkemli, şanlı; USER: parlak, aydınlık, parlak bir, canlı, zeki

GT GD C H L M O
christmas /ˈkrɪs.məs/ = NOUN: Noel, İsa'nın doğum yortusu, Yirmibeş Aralık; USER: Noel, yılbaşı

GT GD C H L M O
dashing /ˈdæʃ.ɪŋ/ = ADJECTIVE: şık, cesur, gösterişli, havalı, atak, canlı; USER: şık, cesur, dashing, atılgan, vuruş yapamadı

GT GD C H L M O
everybody /ˈev.riˌbɒd.i/ = PRONOUN: herkes; USER: herkes, herkesin, herkese, her türlü, herkesi, herkesi

GT GD C H L M O
fields /fiːld/ = NOUN: alan, tarla, saha, çalışma alanı, kır, bilim dalı, otlak, bilgi alanı, savaş alanı; VERB: sahaya çıkarmak, cevabı yapıştırmak, top atmak; USER: alanları, alanlar, alanlarda, alanlarında, alanların

GT GD C H L M O
from /frɒm/ = PREPOSITION: itibaren, -dan, -den, beri, dolayı, yüzünden, -den beri; USER: itibaren, adlı, adlı işletmeye, gelen, dan, dan

GT GD C H L M O
fun /fʌn/ = NOUN: eğlence, alay, eğlenme, şaka; USER: eğlence, eğlenceli, eğlenceli bir, fun, eğlenmek, eğlenmek

GT GD C H L M O
go /ɡəʊ/ = VERB: gitmek, geçmek, girmek, olmak, ölmek, başlamak, uymak, kaybolmak; NOUN: gitme, gidiş, gayret, deneme; USER: gitmek, gidin, gidip, go, devam, devam

GT GD C H L M O
happy /ˈhæp.i/ = ADJECTIVE: mutlu, memnun, kutlu, iyi, mesut, sevinçli, sevindirici, çakırkeyif; USER: mutlu, mutluluk, memnun, happy, mutlu bir, mutlu bir

GT GD C H L M O
here /hɪər/ = ADVERB: burada, buraya, burda, işte; USER: burada, buraya, Buradasınız, here, buradan, buradan

GT GD C H L M O
hey /heɪ/ = INTERJECTION: Hey!, Hay Allah!; USER: hey, selam, Merhaba

GT GD C H L M O
horse /hɔːs/ = NOUN: at, beygir, aygır, süvari birliği, eroin, sehpa; VERB: ata binmek, sırtına binmek, at koşmak; USER: at, Horse, atı, atın, ata

GT GD C H L M O
in /ɪn/ = ADVERB: içinde; PREPOSITION: içinde, olarak, -de, -da, halinde, içine, içeri; ADJECTIVE: yerinde, iç, içeride, evde; USER: içinde, olarak, bölgesindeki, yılında, in, in

GT GD C H L M O
is /ɪz/ = USER: olduğunu, olduğu, olan, bir, olup, olup

GT GD C H L M O
it /ɪt/ = PRONOUN: o, onu, ona, ebe, cazibe, çekicilik, şahsiyet, ilişki, önemli kimse; NOUN: cinsel ilişki; USER: o, onu, bu, bunu, it, it

GT GD C H L M O
jangle /ˈdʒæŋ.ɡl̩/ = NOUN: kavga, tıngırtı, çıngırtı, uyumsuz ses, tartışma; VERB: çıngırdatmak, çıngırdamak, tıngırdamak, çalmak, tartışmak, atışmak; USER: kavga, çıngırdatmak, tıngırdamak, tıngırtı, çıngırdamak

GT GD C H L M O
jingle /ˈdʒɪŋ.ɡl̩/ = VERB: şıngırdamak, çalmak, çınlamak; NOUN: çınlama, şıngırtı, çan sesi, kısa ölçüsüz şiir; USER: jingle, çınlasın, Şıngırdarlar, Adada dino dans, Adada dino dans ile

GT GD C H L M O
laughing /laf/ = NOUN: gülme; ADJECTIVE: gülen, güldürücü, komik, neşe veren; USER: gülme, gülen, gülüyor, gülerek, gülüyorsun

GT GD C H L M O
making /ˈmeɪ.kɪŋ/ = NOUN: yapma, etme, yapı, başarı sebebi; USER: yapma, yapmak, hale, verme, yapım, yapım

GT GD C H L M O
merry /ˈmer.i/ = ADJECTIVE: neşeli, mutlu, keyifli, şen, neşe verici; USER: neşeli, oynak, mutlu, keyifli, şen

GT GD C H L M O
new /njuː/ = ADJECTIVE: yeni, taze, modern, acemi, keşfedilmemiş; USER: yeni, yeni bir, okunmamış, new, new

GT GD C H L M O
of /əv/ = PREPOSITION: yüzünden, -nin, -den, -li; USER: bir, arasında, bölgesinin, of, km, km

GT GD C H L M O
oh /əʊ/ = INTERJECTION: Aman!, O!, Ey!; USER: ey, aman, OH, ah, vay

GT GD C H L M O
on /ɒn/ = PREPOSITION: üzerinde, ile, üstünde, yönünde, esnasında; ADVERB: üstünde, durmadan, sürekli olarak; ADJECTIVE: yanık, devrede, sahnede, hazır; USER: üzerinde, ilgili, üzerine, hakkında, ile ilgili, ile ilgili

GT GD C H L M O
one /wʌn/ = USER: one-, one, I, biri, tek, birisi, kimse, bir tane; PRONOUN: biri, birisi, kimse, olan, kişi; ADJECTIVE: tek, aynı; USER: bir, biri, tek, birini, tek bir, tek bir

GT GD C H L M O
open /ˈəʊ.pən/ = ADJECTIVE: açık, serbest, dürüst, geniş, içten, karara bağlanmamış, ferah, kısık olmayan; VERB: açmak, açılmak, açtırmak, başlatmak, başlamak; USER: açık, açmak, açın, açmaya, açtığınızda

GT GD C H L M O
over /ˈəʊ.vər/ = ADVERB: fazla, aşırı, üzerine, aşkın, üstünde, tekrar, her yerinden, daha, çok fazla, her yerine, gereğinden fazla, tepesinde, kalan, iyice, öteye, ötede, altını üstüne, yine, geçkin, öte, başkasına, tersine, adamakıllı; PREPOSITION: fazla, aşırı, üzerinde, üzerinden, boyunca, üstünde, üstüne, çok, üstün, karşıya, aracılığı ile, baştan sona, yüksek, öbür tarafa, hakkında; ADJECTIVE: bitmiş, sona ermiş; USER: üzerinde, üzerinden, fazla, içinde, üzerine

GT GD C H L M O
ride /raɪd/ = VERB: binmek, binmek, arabaya binmek, yüzmek, geçmek, taşımak, arabayla gezmek, süzülmek; NOUN: gezinti, binme, dolaşma, gezinti yolu; USER: binmek, yolculuğu, yolculuk, sürmek, sürüş

GT GD C H L M O
ring /rɪŋ/ = NOUN: halka, ring, yüzük, zil sesi, çember, çalma sesi, çete, çan sesi, hale, izlenim; VERB: çalmak, çevrelemek; USER: halka, halkası, ring, zil, yüzük

GT GD C H L M O
sing /sɪŋ/ = VERB: söylemek, şarkı söylemek, ötmek, şakımak, okumak, çınlamak, ıslık gibi ses çıkarmak, uğuldamak, çağırmak, vızıldamak, vınlamak; NOUN: şarkı söyleme; USER: şarkı söylemek, söylemek, şarkı, söylemeye, şarkı söylemeye

GT GD C H L M O
sleigh /sleɪ/ = NOUN: atlı kızak; VERB: atlı kızakla gitmek; USER: atlı kızak, kızak, sleigh, atlı, kızağı

GT GD C H L M O
sleighing

GT GD C H L M O
snow /snəʊ/ = NOUN: kar, karlanma, eroin, kokain; VERB: kar yağmak, karla kaplamak, abartılı konuşarak etkilemek; USER: kar, snow, karla, kar Raporu, kar Raporu ve

GT GD C H L M O
song /sɒŋ/ = NOUN: şarkı, türkü, şarkı sözü, şarkı söyleme, şiir, ötme, ötüş, şakıma, güfte; USER: şarkı, song, şarkıyı, şarkının, şarkısı

GT GD C H L M O
spirits /ˈspɪr.ɪt/ = NOUN: alkollü içkiler, alkol; USER: alkollü içkiler, ruhları, sert içkiler, içkiler, ruhlar

GT GD C H L M O
the

GT GD C H L M O
through /θruː/ = ADVERB: sayesinde, doğru, baştan sona, tamamen, doğruca, bir uçtan bir uca; PREPOSITION: sayesinde, içinden, arasından, yüzünden, baştan başa, bir uçtan bir uca; ADJECTIVE: kesintisiz, direkt; USER: sayesinde, ile, aracılığıyla, üzerinden, yoluyla

GT GD C H L M O
to /tuː/ = PREPOSITION: karşı, göre, -e, -ye, -ya, -e doğru; USER: karşı, göre, için, etmek, hiç, hiç

GT GD C H L M O
tonight /təˈnaɪt/ = ADVERB: bu gece, bu akşam; USER: bu gece, gece, akşam, bu akşam

GT GD C H L M O
us /ʌs/ = PRONOUN: bize, bizi, biz; USER: bize, bizi, bizim, bizimle, Lütfen, Lütfen

GT GD C H L M O
way /weɪ/ = NOUN: yol, yön, yöntem, tarz, taraf, usul, davranış, mesafe, gidişat, durum, yapılış şekli, gelenek, davranış tarzı, bakım, civar, iş alanı; USER: yol, şekilde, yolu, bir şekilde, bir yol, bir yol

GT GD C H L M O
we /wiː/ = PRONOUN: biz; USER: biz, Sizlere, We, bizim, Bu, Bu

GT GD C H L M O
what /wɒt/ = ADJECTIVE: ne, hangi; PRONOUN: ne, hangi, neyi, neleri; USER: ne, Neler, ne bekleyebileceğinizi, hangi, nedir, nedir

GT GD C H L M O
year /jɪər/ = NOUN: yıl, sene, yaş; USER: yıl, yılın, yıllık, yılı, yılda, yılda

50 words